Dünyanın İlk “Sosyal” Kamerası
Fotoğrafın altın yılları sosyal medya ile başladı desek pek de yanlış olmaz herhalde.
Elbette bir sanat olarak fotoğraftan bahsetmiyoruz. Böyle bir ayıp yapmamız olanaklı değil. Şu kişisel fotoğraflarımızdan bahsediyoruz daha çok. Hani eskiden analog makineler döneminde 24′lük 36′lık filmler alıp makinemize taktıktan sonra her bir karesini doldurmak için belki aylarca özel anlar beklediğimiz, tabettirmek için fotoğrafçıya verdiğimizde heyecanla baskının bitmesini beklediğimiz, basılıp eve geldiklerinde birkaç gün elimizden düşmeden defalarca baktığımız kişisel fotoğraflarımızdan.
Ne kadar değerliymiş fotoğraflar o zaman da. Şimdi yazarken başlangıç cümlesini değiştirsek mi acaba diye düşünmedik değil
Yok yok, demek istediğimiz şuydu aslında, sosyal medya hepimizi biraz fotoğraf arsızı yaptı gibi. İçtiğimiz kahveden kedimize, ayakkabılarımızdan yeni aldığımız yüzüğe ve en önemlisi tabii ki kendi fotoğraflarımıza, her şeyi ama her şeyi fotoğraflayıp anında sanal kimliklerimizde paylaşıyoruz. Beğenilince ne kadar mutlu oluyoruz değil mi?
İşte tam da bu eğilimden beslenen bir fotoğraf makinesi var artık: The Q Dijital Kamera.
The Q dijital kamera, pazarlama, teknoloji ve operasyon geçmişi olan üç arkadaşın elinden çıkıp geliyor bize. Dünyanın ilk “Sosyal Kamera”sını ürettiklerini iddia ediyorlar! Bayağı iddialılar anlayacağınız. Zira bizim telefonlarımız var değil mi ama?
E, değil demek ki.
Demek ki, hala o eski analog fotoğraf makinesi günlerinin “klik” sesi ile dijital dünyanın “paylaş” butonunu bir arada görmeyi sevenler var.
The Q dijital kamera küçücük bir hafızaya sahip, sadece 2 GB. Çünkü biliyorlar ki, saklamayı değil, paylaşmayı seviyoruz artık.
Kamera her bir fotoğrafınızı internet üzerinden üyesi olduğunuz herhangi bir sosyal ağa kolayca aktarıyor.
E tabii “Bunları benim telefonum da yapıyor!” dediğinizi duyuyoruz.
İşte bu noktada kameranız telefonunuzun bir adım önüne geçmek için, yeni bir teknoloji olan özel bir flash teknolojisi kullanıyor ve böylece düşük ışıklı fotoğrafları daha iyi çekmenizi sağlıyor. Ayrıca suyun 1 metre altına kadar ve 1 saat süreliğine su geçirmezlik özelliği ile en şahane deniz-tatil fotoğraflarınızı ciğeriniz ve bağlantınız sağlamsa siz daha suyun altındayken sosyal medyaya aktarıveriyor.
E, pastanın süslemesi olarak bir de, eğer isterseniz kameranızın üzerinden fotoğraflarınıza Instagram esintili efektler ekleyebiliyorsunuz.
Yani kısacası, haydi bakalım gülümseyin. Fotoğrafınızı çekiyoruz.
Fotoğrafın altın yılları sosyal medya ile başladı desek pek de yanlış olmaz herhalde.
Elbette bir sanat olarak fotoğraftan bahsetmiyoruz. Böyle bir ayıp yapmamız olanaklı değil. Şu kişisel fotoğraflarımızdan bahsediyoruz daha çok. Hani eskiden analog makineler döneminde 24′lük 36′lık filmler alıp makinemize taktıktan sonra her bir karesini doldurmak için belki aylarca özel anlar beklediğimiz, tabettirmek için fotoğrafçıya verdiğimizde heyecanla baskının bitmesini beklediğimiz, basılıp eve geldiklerinde birkaç gün elimizden düşmeden defalarca baktığımız kişisel fotoğraflarımızdan.
Ne kadar değerliymiş fotoğraflar o zaman da. Şimdi yazarken başlangıç cümlesini değiştirsek mi acaba diye düşünmedik değil

Yok yok, demek istediğimiz şuydu aslında, sosyal medya hepimizi biraz fotoğraf arsızı yaptı gibi. İçtiğimiz kahveden kedimize, ayakkabılarımızdan yeni aldığımız yüzüğe ve en önemlisi tabii ki kendi fotoğraflarımıza, her şeyi ama her şeyi fotoğraflayıp anında sanal kimliklerimizde paylaşıyoruz. Beğenilince ne kadar mutlu oluyoruz değil mi?
İşte tam da bu eğilimden beslenen bir fotoğraf makinesi var artık: The Q Dijital Kamera.
The Q dijital kamera, pazarlama, teknoloji ve operasyon geçmişi olan üç arkadaşın elinden çıkıp geliyor bize. Dünyanın ilk “Sosyal Kamera”sını ürettiklerini iddia ediyorlar! Bayağı iddialılar anlayacağınız. Zira bizim telefonlarımız var değil mi ama?
E, değil demek ki.
Demek ki, hala o eski analog fotoğraf makinesi günlerinin “klik” sesi ile dijital dünyanın “paylaş” butonunu bir arada görmeyi sevenler var.
The Q dijital kamera küçücük bir hafızaya sahip, sadece 2 GB. Çünkü biliyorlar ki, saklamayı değil, paylaşmayı seviyoruz artık.
Kamera her bir fotoğrafınızı internet üzerinden üyesi olduğunuz herhangi bir sosyal ağa kolayca aktarıyor.
E tabii “Bunları benim telefonum da yapıyor!” dediğinizi duyuyoruz.
İşte bu noktada kameranız telefonunuzun bir adım önüne geçmek için, yeni bir teknoloji olan özel bir flash teknolojisi kullanıyor ve böylece düşük ışıklı fotoğrafları daha iyi çekmenizi sağlıyor. Ayrıca suyun 1 metre altına kadar ve 1 saat süreliğine su geçirmezlik özelliği ile en şahane deniz-tatil fotoğraflarınızı ciğeriniz ve bağlantınız sağlamsa siz daha suyun altındayken sosyal medyaya aktarıveriyor.
E, pastanın süslemesi olarak bir de, eğer isterseniz kameranızın üzerinden fotoğraflarınıza Instagram esintili efektler ekleyebiliyorsunuz.
Yani kısacası, haydi bakalım gülümseyin. Fotoğrafınızı çekiyoruz.