Yönetişim Ve Yönetim Farkı Nedir ?

Ilayda

New member
Yönetişim ve Yönetim Farkı: Bir Hikâye Üzerinden Keşif

Merhaba forum arkadaşlarım,

Bugün sizlere, hayatın içine dokunan bir hikaye ile yönetişim ve yönetim arasındaki farkı anlatmak istiyorum. Hepimiz, bazen bir konuda çıkmazda kalırız ve çözüm bulmak için bir yol ararız. Ama bir şey fark ettim ki, bu yolda ilerlerken birimizin tavrı "yönetim" olurken, bir diğerinin yaklaşımı "yönetişim" haline gelir. Bu yazıyı okurken, hep birlikte bir hikayenin derinliklerine inelim ve bakalım hangi yaklaşımın daha insancıl, hangi yaklaşımın daha çözüm odaklı olduğunu keşfedeceğiz. Hikâyemin kahramanları, bu iki farklı bakış açısını yansıtan birer karakter olacak. Hadi, gelin hikâyeyi birlikte yaşayalım.

Bir Kasaba, İki Farklı Lider: Ela ve Hasan

Bir zamanlar, küçük bir kasabada Ela ve Hasan adında iki arkadaş yaşardı. Her ikisi de kasaba halkı tarafından sevilen, saygı duyulan kişilerdi. Bir gün kasaba büyük bir krizle karşı karşıya kaldı. Kasabanın en önemli gelir kaynağı olan şeker fabrikası iflas etmişti. İşsizlik artıyor, halk çaresiz kalıyordu. Kasaba halkı, bu zorlu dönemde bir çözüm bulmak için her iki liderden de yardım bekliyordu. Kasaba halkı, Ela’nın içsel gücüne ve ilişkisel zekasına, Hasan ise çözüm odaklı yaklaşımına güveniyordu. Her ikisi de farklı yöntemler kullanarak kasabaya yardım etmeye karar verdi.

Ela’nın Yönetişim Yaklaşımı: İnsanları Dinlemek ve Birlikte Karar Almak

Ela, kasabanın kadınları, çocukları, yaşlıları ve işçilerinin sesi olmak istiyordu. Onun için sadece çözüm değil, insanların duygusal ihtiyaçları da önemliydi. Ela, kasaba halkı ile sabırla konuşarak, onların endişelerini dinledi. Herkesin fikirlerini alarak, bu zorlu dönemi birlikte aşacaklarına inanıyordu. Ela, yönetişimi insanların fikirlerine değer vererek ve onlarla birlikte karar alarak yapıyordu. Onun gözünde, sadece çözüme ulaşmak değil, herkesin bu süreçte kendini değerli hissetmesi de önemliydi.

Kasaba halkı, Ela’nın yaklaşımından memnundu. Onunla konuşmak, endişelerini dile getirmek, herkesin kendini ifade edebilmesi çok kıymetli bir şeydi. Ela, kasaba halkını bir araya getirerek, uzun süren toplantılar ve tartışmalar yaparak, kasabanın geleceği için bir plan oluşturmaya başladı. “Herkesin söz hakkı var,” diyordu Ela, “Hep birlikte daha güçlü olacağız.”

Ela'nın yönetişim yaklaşımındaki en belirgin özellik, herkesin fikirlerinin eşit derecede önemli olmasıydı. Kasaba halkı, birlikte hareket etmenin ve ortak bir paydada buluşmanın gücünü hissetti. Ancak bu süreç, zaman alıyordu. Ela'nın yaptığı her toplantıda farklı sesler yükseliyor, çözüm önerileri tartışılıyor, bazen anlaşmazlıklar çıkıyordu. Ama Ela, sabırlı bir şekilde herkesi dinleyerek, sonunda kasaba için en doğru çözümü bulmaya yaklaşıyordu.

Hasan’ın Yönetim Yaklaşımı: Hızlı ve Karar Alıcı

Hasan, ise daha stratejik bir yaklaşım sergiliyordu. O, her şeyin daha hızlı ve belirgin bir şekilde çözülmesini istiyordu. Hasan, kasaba halkının endişelerine odaklanarak, hızlıca bir çözüm üretmek istiyordu. “Bize hemen somut adımlar lazım,” diyordu, “Zaman kaybetmek, daha fazla insana zarar verir.” Hasan, yönetişim yerine yönetim yapmayı tercih ediyordu. Onun gözünde, bir liderin görevi, zor durumda olan insanlara hızlı ve etkili bir çözüm sunmaktı.

Hasan, kasaba halkının görüşlerini dinlemeden, doğrudan bir takım kararlar aldı. Önce fabrikayı yeniden işletmeye açmayı, ardından işçilerin yeniden işe alınmasını sağlamak için hızlıca bir plan geliştirdi. Kararını aldı ve bu kararı uygulamak için hemen harekete geçti. “Bu kadar zaman kaybına tahammül edemeyiz,” diyordu. Yönetim yaklaşımında, kararların hızlıca alınması ve uygulanması önemliydi. Ancak bu süreç, kasaba halkı arasında bazı tartışmalara neden oldu. Bazı insanlar, kararların onlara danışılmadan alındığını ve bu yüzden kendilerini dışlanmış hissettiklerini söyledi. Hasan, bu eleştirileri dikkate almadı. Ona göre, kasabanın hemen ayağa kalkması gerekiyordu ve buna herkesin uyum sağlaması gerektiğini düşünüyordu.

Yönetişim ve Yönetim: Farkı Anlamak

Ela’nın ve Hasan’ın yöntemleri, yönetişim ve yönetim arasındaki farkı en net şekilde ortaya koyuyordu. Ela, yönetişim anlayışına sahipti. İnsanları dinleyerek, katılımcı bir süreç yürütüyor ve herkesin karar sürecine katılmasını sağlıyordu. Ama bu süreç uzun ve karmaşıktı, bazen herkesin aynı fikirde olmadığı durumlar oluyordu. Ancak Ela, ilişkileri güçlendirmeyi ve herkesin kendini değerli hissetmesini sağlamayı ön planda tutuyordu.

Hasan ise yönetim anlayışını benimsedi. Hızlı kararlar aldı, etkin bir çözüm önerdi ve uygulamaya koydu. Ancak bu süreç, bazı kişiler için dışlanmışlık hissi yaratmıştı ve herkesin sürece katılmadığı bir çözüm getirmişti. Hasan, sadece çözüm odaklıydı, ama bazen ilişkiler ve duygusal bağlar ihmal ediliyordu.

Forumda Sizin Hikayeniz Nedir?

Hikayemi okurken, siz de bir lider olsanız, nasıl bir yaklaşım sergilerdiniz? Hızla çözüm üretmek mi yoksa insanları dinleyerek, herkesin katkısını alarak ilerlemek mi? Çevrenizde yönetişim ve yönetim arasındaki farkları gözlemlediğiniz bir durum oldu mu? Kendi deneyimlerinizi bizimle paylaşın, hep birlikte tartışalım ve fikirlerimizi derinleştirelim.

Hikâyemizde Ela ve Hasan’ın yolculukları, yönetişim ve yönetim arasındaki farkları anlamamız için bir fırsat sundu. Peki ya siz, hangi yaklaşımla ilerlerdiniz?