Hala oğluna ne ?

Mert

New member
Hala Oğluna Ne? – Bir Hikâye Üzerinden İletişim ve Empati

Merhaba forum üyeleri,

Bugün sizlerle, farklı bakış açılarını ve iletişim biçimlerini anlatan kısa bir hikâye paylaşmak istiyorum. Hikâyede, erkeklerin genellikle çözüm odaklı, kadınların ise daha empatik ve ilişkisel yaklaşımlarını nasıl sergilediklerini gösteren bir örnek üzerinden ilerleyeceğim. Umarım hem eğlenceli hem de düşündürücü olur.

Bir Aile İki Dünya

Daha önce de bahsettiğim gibi, ben oldukça yakın bir arkadaşımın yaşadığı bir durumu gözlemleme fırsatı buldum ve bu da bana ilginç bir fikir verdi. Hikâyemizdeki karakterler Aslan ve Zeynep, uzun yıllardır evli ve birlikte iki çocuk yetiştiriyorlar. Aslan, stratejik ve çözüm odaklı bir adam, Zeynep ise duygusal zekası yüksek, her zaman ilişkisel ve empatik bir yaklaşım sergileyen bir kadın.

Bir akşam Zeynep, evde mutfakta yemek yaparken telefonuyla uğraşıyor. Aslan, işten dönerken Zeynep’in yüzünün asık olduğunu fark ediyor. Zeynep, gün boyunca oğlunun okulunda yaşadığı bir sorunu düşünmekten kendini alamamıştı. Oğulları Efe, son zamanlarda derslerinde zorlanıyordu, özellikle matematikte büyük bir düşüş yaşanmıştı. Zeynep’in aklında bir sürü olasılık vardı, belki çocuk okuldaki arkadaşlarıyla problem yaşıyor, belki öğretmeniyle bir sorun çıkmıştı. Endişeleri büyümüş, kafasında senaryolar birbirini kovalıyordu.

Aslan, eve girdiğinde Zeynep’in kafasını meşgul eden bu durum hakkında hemen bir çözüm önerisi sunma ihtiyacı hissetti. “Zeynep, belki Efe'yi özel ders aldırarak destekleriz,” dedi. Zeynep, Aslan’ın önerisini duyunca rahatladı gibi görünse de, bir süre daha sessiz kaldı. Aslan, bu sessizliği çözüm arayışının devamı olarak algıladı ve ekledi: “Bir matematik öğretmeni tutarak bu sorunu kolayca halledebiliriz. Zaten her şeyin çözümü bir şekilde bulunur.”

Zeynep’in duygusal tepkisi ise farklıydı. “Aslan, bir tek çözümle bu sorunu halledebilir miyiz? Belki de Efe’nin içinde olduğu bir şeyler var, derslerinin ötesinde. Belki de okuldaki arkadaşlarıyla yaşadığı bir şey ya da öğretmeniyle bir sorunu vardır. Bunlar sadece ders değil, ya duygusal bir şeyse?” dedi.

Farklı Bakış Açıları

Aslan, duygusal meselelerin derinliğine inmeyi çok önemsemezdi; onun için önemli olan sonuçtu. Matematikte başarısızsa, o zaman çözüm matematik öğretmeni bulmak olmalıydı. Ancak Zeynep, çözüm odaklı değil, önce durumu anlamaya çalışmak gerektiğine inanıyordu. Onun için her şeyin ötesinde Efe’nin ruh halini anlamak, içindeki duygusal boşluğu keşfetmek daha önemliydi.

Aslan için çözüm, her şeyin net olduğu bir dünya demekti. Çalışma, analiz etme ve strateji geliştirme. Zeynep ise daha çok duygulara, ilişkisel dinamiklere odaklanıyordu. Efe’nin yaşadığı durum, bir matematik dersinden çok daha fazlasını ifade ediyordu Zeynep’e. Zeynep, sadece “sorun çözmek” yerine Efe’yi anlamak, ona duygusal destek olmak ve güvenli bir ortam yaratmak istiyordu.

Bir süre sonra Zeynep, oğlunun neden üzgün olduğunu anlamak için daha fazla çaba sarf etmeye karar verdi. Aslan, durumun ciddiyetini kavrayamıyordu. Birkaç gün sonra Zeynep, Efe ile çok derin bir sohbet yaptı. Efe, arkadaşlarıyla yaşadığı bir çatışmayı anlatmıştı. Arkadaşlarından biri ona, matematik dersini çok iyi bildiğini söylediğinde, Efe kendini aşağılanmış hissediyordu. Efe’nin duygusal dünyasında ise bu küçük olay büyük bir etki yaratmıştı.

Zeynep, Aslan’a durumu anlatırken, “Efe aslında sadece arkadaşlarıyla ilişkilerinde güven duygusu eksikliği hissediyor. Matematik değil, ilişkilerdeki güveni eksik. Ona güven vermeliyiz,” dedi.

İletişim ve Empati: Sonuçtan Öte Süreç Önemli

Aslan, Zeynep’in bu düşüncelerini duyduğunda bir an durakladı. Evet, çözüm arayışı her zaman önemliydi ama belki de bazen çözüm, doğrudan meseleye değil, süreçlere odaklanmaktan geçiyordu. Zeynep’in yaklaşımında doğru olan bir şey vardı: Duygusal bağlantı ve güven. Her şeyin “çözülmesi” gerekmediğini fark etti. Bazen önemli olan, o sorunu anlamak, karşılıklı iletişimle duygusal bir zemin hazırlamaktı.

Zeynep’in önerdiği gibi, Efe’nin matematik notlarının ötesinde, o anki duygusal zorluklarına odaklanmak Aslan için başlangıçta zorlayıcı bir fikirdi. Ama zamanla fark etti ki, Efe ile daha derin bir bağ kurmak, onun yaşadığı duygusal engelleri çözmek, derslerdeki başarıdan çok daha önemliydi. Bu, Aslan’ın çözüm odaklı yaklaşımına yeni bir boyut ekledi. Aslan, stratejik olarak çözüm sunarken, Zeynep de empatik bir bakış açısıyla daha derin bir ilişki kurmanın yollarını aradı.

Zeynep ve Aslan, birbirlerinin yaklaşımlarından ilham alarak daha güçlü bir iletişim biçimi geliştirdiler. Efe’nin matematik notları da iyileşti, ancak en önemlisi, Zeynep ve Aslan’ın birbirlerinin bakış açılarına duyduğu saygıydı. Efe'nin daha özgüvenli ve huzurlu bir çocuk olmasını sağlamak, her iki ebeveynin de katkısıyla mümkün olmuştu.

Hikâyemizde görüldüğü gibi, erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı ve kadınların empatik bakış açıları, bir araya geldiğinde daha sağlıklı, dengeli ve etkili bir çözüm sunabiliyor. Hem duygusal hem de stratejik açıdan uyum içinde olmak, daha iyi bir anlayış yaratıyor.

Sonuç: Birlikte Daha İyi Bir Yön

Her birey farklıdır, bu yüzden iletişimdeki farklılıkları anlamak, her ilişkinin sağlıklı bir şekilde büyümesine yardımcı olur. Aslan ve Zeynep’in hikâyesi, birbirini tamamlayan iki farklı yaklaşımın nasıl güçlü bir takım oluşturabileceğini gösteriyor. Bu hikâyeyi paylaştım çünkü bazen sadece çözüm aramak değil, duygusal bağ kurmak da bir o kadar önemlidir.